Avrupa Birliği (AB) ile Macaristan arasında süregelen gerilim, yeni bir boyut kazandı. Avrupa Komisyonu, Macaristan’ın geçtiğimiz yıl kabul ettiği “Egemenliği Koruma” yasası nedeniyle ülkeyi Avrupa Adalet Divanı‘na sevk etti. Bu yasa, Macaristan’da yabancı fonlu kuruluşların soruşturulmasına izin veriyor ve Brüksel, bunun AB’nin temel değerlerini ihlal ettiğini savunuyor.
Bu gelişme, Brüksel-Budapeşte ilişkilerinde uzun süredir devam eden anlaşmazlıkların bir yansıması. Başbakan Viktor Orban liderliğindeki Macar hükümeti, AB’nin eleştirdiği birçok politikayı hayata geçirirken, bu yasa özellikle dikkat çekiyor. Egemenliği Koruma Ofisi adı verilen yeni bir birim, geniş yetkilerle donatılarak yabancı etkileri soruşturma yetkisi kazandı.
AB’nin İtirazları ve Hukuki Süreç
AB Komisyonu, Macaristan’ın egemenlik yasasının, Birlik’in demokratik değerleri ve temel haklarını ihlal ettiğini belirtiyor. Şubat 2024‘te başlatılan ihlal prosedürü, Macar hükümetinin verdiği yanıtların yetersiz bulunmasıyla hız kazandı. Komisyon, Macaristan’dan gelen yanıtların sorunun büyük bölümünü çözmediğini ve bu sebeple Avrupa Adalet Divanı’na başvurmanın kaçınılmaz olduğunu açıkladı.
Brüksel’in şikayeti, yabancı fonlarla desteklenen sivil toplum kuruluşlarının hedef alınmasını içeriyor. AB yetkililerine göre bu durum, sivil toplumun özgürlüğünü tehdit ediyor ve demokratik işleyişe zarar veriyor. Macar hükümeti ise bu yasanın ulusal güvenliği koruma amacı taşıdığını ve yabancı etkilere karşı bir önlem olduğunu savunuyor.
Macaristan’ın Savunması
Başbakan Viktor Orban, bu yasayı savunarak, Macaristan’ın bağımsız bir devlet olarak egemenliğini koruması gerektiğini vurguluyor. Orban, AB’nin “Macaristan’ın iç işlerine müdahale ettiğini” iddia ediyor ve Brüksel’in politikalarını eleştiriyor. Macar hükümeti, özellikle yabancı fonların seçim süreçlerine ve politik kararlara olan etkisini sınırlamayı amaçladığını belirterek, bu yasanın AB’ye yönelik bir tehdit olmadığını ifade ediyor.
AB-Macaristan İlişkilerinde Zorlu Bir Dönem
Bu gelişme, AB-Macaristan ilişkilerinde yeni bir kriz yarattı. Viktor Orban hükümeti ile Brüksel arasındaki anlaşmazlıklar, özellikle hukukun üstünlüğü ve demokratik standartlar konularında daha da derinleşti. AB, Macaristan’ın uygulamalarının, özellikle medya özgürlüğü ve yargı bağımsızlığına zarar verdiğini uzun süredir dile getiriyor.
Ancak Macaristan, kendisini dış güçlerin etkisine karşı koruma zorunluluğuna sahip olduğunu belirtiyor. Bu durum, AB’nin daha geniş kapsamlı iç işleyişi ve birlik içindeki dayanışma prensiplerini test eden bir süreç olarak değerlendiriliyor.
Sonuç ve Olası Senaryolar
AB’nin Macaristan’ı Adalet Divanı’na sevk etmesi, bu yasanın ortadan kaldırılması veya değiştirilmesi yönünde bir baskı oluşturabilir. Mahkeme, Macaristan’ın bu yasayı ihlal ettiğine karar verirse, ülkeye yönelik yaptırımların veya fon kesintilerinin gündeme gelmesi muhtemel. Ancak Viktor Orban hükümetinin bu süreçte nasıl bir tutum sergileyeceği ve AB’nin kararlarına nasıl yanıt vereceği merak konusu.
Bu dava, AB içinde hukukun üstünlüğü ve demokratik değerlerin korunması açısından önemli bir örnek teşkil ediyor. Önümüzdeki dönemde bu konu, hem AB’nin geleceği hem de Macaristan’ın Birlik içindeki rolü açısından kritik bir gelişme olarak izlenecek.
Kaynak: Reuters