Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ankara’daki ortak basın toplantısında Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğini ele aldı. Toplantıda bölgesel krizler, insani yardımlar ve ticaret konuları gündeme gelirken, Türkiye’nin yıllardır beklediği vize serbestisi ve Gümrük Birliği gibi temel talepler bir kez daha dillendirildi. Ancak AB’nin geçmişteki vaatleri ve somut adım atmaktan kaçınan politikası, Türk halkı nezdinde inandırıcılığını yitirmiş durumda.
37 Yıllık Bekleyiş: Küçük Ülkeler Tam Üye, Türkiye Hala Aday
Türkiye, 1987 yılında Avrupa Birliği üyelik başvurusunu yapmasına rağmen aradan geçen 37 yıla karşın halen tam üye statüsü kazanamadı. Malta, Bulgaristan ve Moldova gibi ekonomik ve siyasi açıdan daha küçük ülkeler birer birer AB’ye kabul edilirken, 80 milyonu aşkın nüfusu ve güçlü ekonomisiyle Türkiye’ye uygulanan çifte standart dikkat çekiyor.
Özellikle son yıllarda Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alırken yaşadığı zorluklar, AB’nin Türkiye’ye karşı samimiyetsiz politikalarını gözler önüne seriyor. AB ülkeleri, vize başvurularında sık sık keyfi ret kararları verirken, Türk halkı için AB birliğinin “açık kapı” söylemi giderek daha da anlamını yitiriyor.
Erdoğan’dan Net Mesaj: “Gümrük Birliği ve Vize Serbestisi Şart”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gerektiğini ve vize serbestisi sağlanana kadar vize süreçlerinin hızlandırılmasını talep etti. Erdoğan, Türkiye’nin NATO müttefiki olarak AB’nin güvenliği ve bölge istikrarında kritik bir rol oynadığını belirterek, Türkiye’nin AB tarafından aday ülke statüsünün artık sözde kalmaması gerektiğini ifade etti.
Erdoğan ayrıca Gazze’deki insani kriz ve Suriye’nin yeniden yapılanmasında Türkiye’nin öncü rolüne dikkat çekerek, AB ülkelerini insani değerlere sahip çıkmaya çağırdı.
Von der Leyen: “Türkiye Kilit Ortak”
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise Türkiye’nin bölgedeki önemine vurgu yaparak, Gümrük Birliği ve ticaretin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Ancak von der Leyen’in “kilit ülke” söylemi ve Türkiye’ye sağlanacağı belirtilen yeni fon açıklamaları, somut adımlar olmaksızın yalnızca birer söz olarak kalıyor.
Von der Leyen, AB’nin Suriye için 1 milyar euro fon sağlayacağını ve Türkiye’deki mültecilerle ilgili desteklerinin süreceğini belirtti. Ancak Türk kamuoyu, AB’nin ekonomik destek açıklamalarının Türkiye-AB ilişkilerinde temel sorunları çözmekten uzak olduğunu düşünüyor.
AB Politikaları Güven Vermiyor
Türk halkı, AB’nin Türkiye’ye karşı ikircikli yaklaşımı nedeniyle Avrupa Birliği’ne olan güvenini büyük ölçüde kaybetmiş durumda. Bir yandan Türkiye’yi mülteci politikalarında “tampon ülke” olarak gören AB, diğer yandan vize serbestisi, ticaret ve üyelik sürecinde adım atmaktan kaçınıyor.
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi, Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden inşasında temel taşlar olarak öne çıkarken, AB’nin bu konularda sürekli oyalama taktiği kullanması, Ankara’nın da sabrını zorluyor.