Türkiye’nin Hava Kalitesi Karnesi 2024 raporuna göre, Türkiye’de nüfusun en az %92’si Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) standartlarına göre kirli hava soluyor. Temiz Hava Hakkı Platformu‘nun (THHP) hazırladığı rapor, hava kirliliğinin toplum sağlığı üzerindeki etkilerini ve hükümetin hava kalitesini iyileştirme çabalarındaki yetersizlikleri gözler önüne seriyor.
Raporda dikkat çeken bir diğer önemli bulgu ise, hava kirliliği ile meme kanseri arasındaki ilişkinin ilk kez ortaya konması. Yıllar içinde fosil yakıtların kullanımına dayalı ağır sanayinin yaydığı kirli hava, sağlık sorunlarına yol açıyor.
Hava Kalitesi İzleme Sistemleri Yetersiz
THHP Koordinatörü Deniz Gümüşel, İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında şunları belirtti: “Temiz hava hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının bir parçasıdır. Bu hakkın tam anlamıyla korunabilmesi için, etkili bir hava kalitesi izleme sistemi ve şeffaf veri paylaşımı gereklidir. Ancak Türkiye’de bu sistemler yetersizdir ve halk sağlığı bu durumdan ciddi biçimde etkilenmektedir.”
Gümüşel’in vurguladığı gibi, 2022 ve 2023 yıllarında Türkiye genelinde hava kalitesi izleme istasyonlarının sayısı artsa da hava kirliliği ölçüm verilerinin etkinliği çok düşüktür. Özellikle fosil yakıtların kullanıldığı sanayi bölgelerinde düzenli hava kalitesi ölçümleri yapılmıyor, bu da halkın büyük bir kısmının kirli hava solumasına neden oluyor.
Büyük Şehirlerde Hava Kirliliği Tehlikesi
Raporda, Türkiye’nin üç büyük şehri olan İstanbul, Ankara ve İzmir’deki hava kirliliği düzeylerinin, DSÖ’nün belirlediği güvenli sınırların çok üzerinde olduğu belirtiliyor. Özellikle PM10 ve PM2.5 adı verilen partikül maddelerin yüksek seviyelerde olması, bu şehirlerde yaşayan milyonlarca insanın sağlığını tehdit ediyor. İzmir’deki hava kalitesi ise ulusal limitlerin de üzerinde ve ciddi bir sağlık riski oluşturuyor.
Hava Kirliliği ve Meme Kanseri İlişkisi
2024 Kara Raporu’nun dikkat çeken bir başka bulgusu ise meme kanseri ile hava kirliliği arasındaki ilişki. Raporun yazarlarından Prof. Dr. Gamze Varol, özellikle PM10, PM2.5 ve NO2 (azot dioksit) kirliliğinin meme kanseri riskini artırdığına dikkat çekiyor. Örneğin, NO2’deki her 10 µg/m3’lük artışın meme kanseri riskini %1.02 artırdığı vurgulanıyor.
Yapılan bilimsel araştırmalar da, özellikle büyük şehirlerdeki kadınlar için ciddi bir tehlikenin kapıda olduğunu gösteriyor. Fransa’da yapılan bir araştırmada, NO2’nin meme kanseri vakalarına %3,15 oranında katkıda bulunduğu belirtiliyor. Bu durum, dünya genelinde artan hava kirliliğinin kadın sağlığı üzerinde olumsuz etkilerinin altını çiziyor.
Hava Kirliliği Ölümlerinde Artış
Rapora göre, 2022 yılında Türkiye’de hava kirliliği nedeniyle 68 bin 440 ölüm yaşandı. Bu ölümler, özellikle büyük sanayi bölgeleri ve kirli havanın yoğun olduğu şehirlerde gerçekleşti. Örneğin, İstanbul’da hava kirliliğine bağlı ölümlerin sayısı 8 bin 357, İzmir’de 4 bin 852 ve Ankara’da 3 bin 155 olarak kaydedildi. Hakkari, Batman, Şırnak gibi doğu illeri de hava kirliliği nedeniyle ölümlerin en yüksek olduğu bölgeler arasında yer alıyor.
THHP’nin Çözüm Önerileri
Temiz Hava Hakkı Platformu, hava kirliliğini azaltmak ve sağlık üzerindeki etkilerini minimize etmek için çeşitli çözüm önerileri sundu. Türkiye’nin fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltması, PM2.5 için ulusal limit değer belirlenmesi ve hava kalitesi izleme çalışmalarının iyileştirilmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, ağır sanayi bölgelerindeki hava kalitesi izleme sistemlerinin güçlendirilmesi ve çevresel bilgiye ulaşımın kolaylaştırılması önerileri sunuldu.
Türkiye’de hava kirliliği her geçen gün daha ciddi bir sağlık sorunu haline gelirken, hükümetin bu konuda daha fazla adım atması gerekiyor. Hava kirliliğiyle ilgili bu önemli rapor, temiz bir çevre ve sağlıklı bir gelecek için acil tedbirlerin alınması gerektiğine işaret ediyor.
Son olarak, raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.